10 Haziran 2008 Salı
koşma/ Neyzen TEVFİK
Dudağında yangın varmış dediler,
Tâ ezelden yayan koşarak geldim.
Alev yanaklara sarmış dediler,
Sevdâ seli oldum; taşarak geldim.
Kapılmışım ak oduna bir kere,
Katlanırım her bir cefâya, cevre
Uğraya uğraya devirden devre
Bütün kâinatı aşarak geldim.
Yapmak, yıkmak senin bu gamlı ömrü.
Ben gönlümü sana verdim götürü.
Sana meftûn olduğumdan ötürü
Sarhoş oldum Neyzen, coşarak geldim.
bu da bir insan mıdır?/ Primo LEVİ
Güven içinde yaşarsınız
Ilık evlerinizde,
Bulursunuz, akşam döndüğünüzde,
Sıcak aş ve dost yüzler:
Düşünün bu da bir insan mıdır
Çamurlarda çalışır
Barış nedir bilmez
Savaşır bir dilim ekmek için
Kal de kalır öl de ölür.
Düşünün bu da bir kadın mıdır,
Ne saçı var ne adı
Hiçbir şey anımsayacak gücü yok,
Gözleri bomboş ve kucağı buz kesmiş
Bir kış kurbağası gibi.
İyice kafa yorun bu konuda:
Size söylüyorum bu sözleri.
Çıkarmayın onları kalbinizden
Yuvanızda, sokakta,
Yatarken kalkarken;
Yineleyin onları çocuklarınıza,
Yoksa yıkılsın eviniz başınıza,
Hastalıklar sakat bıraksın,
Dilerim çocuklarınız bakmaz bir daha yüzünüze.
Çeviren : Tuğrul Asi BALKAR
4 Haziran 2008 Çarşamba
küllendi sana olan aşkım/ Yevgeni YEVTUŞENKO
Küllendi sana olan aşkım - bayatladı yaşam benzeri
Çözüldü ölüm gibi, içler acısı bir öyküydü
Koparıp atsam bu acımasız aşk şarkısının telini
İkiye parçalasam gitarı - sürdürmek niye bu güldürüyü!
Ne var ki o küçük o tüylü canavar anlamıyor
Neden daha karmaşık yaptığımızı yalın olan her şeyi
Ben alınca içeri koşup senin kapını tırmalıyor
Ama benim kapımı tırmalıyor sen alınca içeri.
Çıldırabilir insan böyle koşturmaktan, gerçekten
Biliyorum daha çok küçüksün, küçük duygusal bir köpek,
Ama duygusal olmaya da karşıyımdır ben.
Neye yarar son perdeyi uzatıp işkenceyi sürdürmek?
Güçsüzlük değil suç demeli duygusallığa aslında
Yumuşayınca yine barışmaya söz verilir
Sonra homurtular yeni bir gösteri için daha
Tadı tuzu kalmamış "Aşkın kurtuluşu için" denir.
Daha en başta tazeyken korunmalıdır aşklar
Atmalı o aşk dolu "Daima!" ve o çocuksu "Asla!"ları,
"Söz vermeyin!" diye bağırıyordu trenler,
"Söz vermeyin!" diye mırıldanıyordu telefon telleri.
Yarı çatlak ağaç dalları ve duman karası gökyüzü
Uyarıyordu bizi, ama haberleri yoktu onların,
İyimserliği yalnızca öğretilmemiş yalınlık gördüğümüzü,
Ve büyük olmadığı zaman daha güvenli olduğunu umutların.
Ayık kalmak gerekir ve tartmalıdır ayık kafayla
İlişkinin değerini, benimsemeden önce-zincirin öğretisidir,
Söz vermemektir göklere ama hiç değilse vermektir toprağa,
Söz vermemektir ölüm ayırana kadar, ama hiç değilse bir yaşam vermektir.
"Seni seviyorum" demeli insan aşık olunca.
Çok acı oluyor sonra aynı ağızdan duymak yıkılışını
Yalanlarla, küçümsemelerle ve alaylarla
Ve bunlardır aldatmacaya döndüren kusursuz sandığımız dünyayı.
Farkına varmaz aşkın insan.
Söz vermemeli ve en iyisi
Öyleyse neden çekeriz insanı, atlarmış gibi yalan seline
Uçup gidene kadar elbette güzeldir imgesi.
Aşık olmamak en iyisi, bilmeliyiz, aşk varmaz bir geleceğe .
Uyuyup duruyor zavallı köpeğimiz, yeter bizi delirtmeye,
Bir senin kapını tırmalıyor patileriyle bir benimkini
Artık sevmiyorum seni; ama niyetim yok senden af dilemeye
Sevmiştim bir zamanlar; bunun için işte, bağışla beni.
Çeviri: Özdemir İNCE - Yusuf CEMALİ
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)